

-Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.
Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
Beni o zaman görseydiniz;
Siz de gelirdiniz peşimden..
(Özdemir Asaf – Pay)
Özgürlük; bir yelkenli miydi ?
Hürriyet; kotrada mı yaşıyordu ?
Adalet; yük gemisi miydi ?
Kardeşlik türküleri, yat sefasında mıydı ?
Yüzyıllar öncesinde değil, onlu yıllar öncesinden başlayarak; yaktı bu gemileri bir biri ardına; AKP..
Yedi tepeli şehir de bir kadın çıktı, özgürlüğün sesini şiirleştirdi.
Canan Kaftancıoğlu yazıyordu, hüviyetinde..
Bir adam gibi adam çıktı ve tüm düşünceleri değiştirmek için kolları sıvadı.
Ekrem İmamoğlu, dediler bu değişim rüzgarının adına..
O, halka güvendi, halk da ona inandı..
***
Biz Cumhuriyeti çok sevdik.. O, bize Ata’mızdan armağandı..
Birileri Cumhuriyet’ten korktu..
Halk, ‘Cumhuriyet’ dedikçe, bazı ‘bedbaht’lar, saldırılarını arttırdılar.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı’na yumruk, yumurta attılar..
Ama bizi unuttular. Bizim sevdamız sonsuzdur..
***
-Hak, hukuk, adalet dilimizde pelesenk oldu, bazı hukukçular bunu anlayamadı. Yeşil pasaporta teslim oldu.
Vicdan gemisi onarıma çekildi. İsraf vapuruna yolcu bindirilmesi engellenmeye çalışıldı. Rahatsız oldular. Yenikapı’daki araç israfını şov gözlükleri ile tartmaya çalıştılar.
12 Eylül 1980 generallerinin ektiği faşizm tohumları günümde yeşermeye yöneldi.
Mantar gibi tarikatlar türedi.
Artık uyanma zamanıdır.
Yakılan gemilerin yenilerini inşa etme gönüdür.
Baskılara boğun eğmek yok.. Zamanda akıp geçiyor, durmak yok..
Benim halkım, özgürlüğü bilir.
Benim halkım, hürriyet aşığıdır..
Şimdi yanan gemilere bakıp, ağlama zamanı değildir.
Cumhuriyet’e ve adalete sahip çıkma zamanıdır.
Bu vatan hepimizin.. Bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmedi, yetmeyecek de..
Uyan halkım, şimdi uyanma zamanı..