

Sabahın erken saatleri, radyodan Türk Halk Müziği’nin hareketli eserlerinin sesi salondan yükseliyor.
O dev gibi adam kapıyı açıp giderken son kez sesleniyor: ‘Bayram namazına gidecekseniz kalkın…’
Bir heyecanla yataktan fırlamalar, koşuşturmalar, bayram namazı, mezarlık ziyaretleri, ailecek kalabalık bir kahvaltı sofrası…
Sonra yeni kıyafetlerin giyinilip büyükten küçüğe doğru dizilip sırayla o koca adamın elini öpüp harçlıkları alıp, dönme dolaplar için kasabanın sokaklarında sevinçle koşuşturmak…
Bayram dendiğinde aklıma hep bunlar gelir.
****
Şimdinin bayramları mı?
Sormayın gitsin…
Baba yok, ana, evlat, kardeş, yar, yaren hepsi uzakta…
Günümüzün bayramları, yalnızlığın bayramı, gurbetin bayramı, uzakların bayramı…
Kalabalıktaki bayramlarda duvarlarla yoldaş olmanın bayramı…
Yüreğinizde hayalini kurduğunuz tüm güzelliklerin gerçeğe dönüşmesi, uzaktakilerinizin yanıbaşınızda olacağı çocuk sevincinde bayramlar dilerim…